Antalya, yaz aylarının en sıcak günlerini yaşarken, aniden bastıran dolu, kenti felç eden bir doğal afete dönüştü. Özellikle 45 dakikada meydana gelen bu dolu yağışı, hem maddi hasara yol açtı hem de birçok vatandaşın psikolojik olarak sarsılmasına neden oldu. Şehir merkezi ve çevresindeki birçok bölge, beyaz bir örtüyle kaplandı. Önceki gün öğle saatlerinde başlayan dolu, kısa sürede şiddetini artırarak, 10 cm'yi bulan birikintiler oluşturdu. Hemen ardından, sakin bir hayat süren Antalyalılar, yüzlerini bu beklenmedik felakete dönerken, birçok insan yaşadığı acı dolu anları gözyaşları içinde anlattı.
Antalya’da meydana gelen dolu felaketi, kentin çeşitli bölgelerinde büyük maddi hasara yol açtı. Cadde ve sokaklar, birkaç dakikada gözle görülemeyecek hale gelirken, birçok araç, evin penceresi ve bahçedeki bitkiler tamamen zarar gördü. Öte yandan, 45 dakika boyunca süren dolu, şiddetli rüzgarla birleşince, zarar vermediği yer neredeyse kalmadı. Hayatını kaybeden veya yaralanan olmaması, büyük bir şans olarak değerlendirildi. Dolu yağışının ardından yapılan ilk hasar tespit çalışmaları, 2 binin üzerinde aracın hasar gördüğünü ortaya koydu. Evlerin camları kırıldı, bahçelerdeki sebzeler ve meyve ağaçları yerle bir oldu. Bu durum, çiftçiler için ciddi bir ekonomik kriz anlamına gelirken, vatandaşlar arasında büyük bir kaygı yarattı.
Dolu felaketinin ardından, Antalyalılar yalnızca maddi değil, aynı zamanda manevi bir darbe de aldı. Sokaklarda gözyaşlarıyla dolu yerlerde bekleyen insanlar, yaşadıkları olayı birbirlerine anlattı. Birçok kişi, “Hayatımda böyle bir şey görmedim. Gözlerim doldu.” diyerek dolunun yoğunluğunda neler yaşadıklarını dile getirdi. Çoğu kişi, yarım saatlik dolu yağışının sadece araçlarına ve evlerine değil, aynı zamanda psikolojilerine de büyük zarar verdiğini ifade etti. "Düşünmeden dışarı çıktım, neler olduğunu anladığımda geç olmuştu." diyen bir vatandaş, içinde bulunduğu korku dolu anları şöyle anlattı: “Dışarıda korkunç bir gürültü vardı. İnsanlar çığlık atarak sığınacak yer aramaya başladı. Her şey kısa sürede oldu ve bitti ama geride bıraktığı izler çok derin.”
Antalya'da yaşanan bu dolu felaketi, sadece o gün için değil, sonraki günlerde de insanların zihinlerinde yankı bulmaya devam edecek. Hayatın normale dönmesi biraz zaman alacak; ancak asıl önemli olan, bu tür doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak ve gerekli önlemleri almak. Antalya, hem yerel yönetimlerin hem de vatandaşların, iklim değişikliklerine karşı daha dikkatli ve tedbirli olmaları gerektiği gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalacak. Gelecekte benzer olayların yaşanmaması için iş birlikleri ve çalışmalara hız verilmesi bekleniyor. Bu zorlu ve duygusal anların ardından, Antalya'nın başta sanayi ve tarım olmak üzere birçok sektörde tedbirleri artırması kaçınılmaz görünüyor.
Sonuç olarak, Antalya’da yaşanan dolu felaketi, hem yerel halkı hem de ülke genelinde birçok kişinin dikkatini çekti. Bu olay, birliğin, dayanışmanın ve insanlığın önemini daha da pekiştirdi. Herkesin yara aldığı bu olay, gelecekteki doğal afetlerin önlenmesi konusunda bir farkındalık yaratabilir. Antalya'nın bu zor zamanları atlatma sürecinde, birlik ve beraberliğini koruması, birçok insan için umut kaynağı olacak.