İstanbul ve Ankara'da, öğrencilerin eğitimde yaşanan olumsuzluklara karşı seslerini yükseltmek amacıyla düzenledikleri eylemler, çeşitli kesimlerden büyük destek gördü. İmamoğlu'nun son dönemlerde yaşadığı siyasi kriz ve bunun sonucunda, özellikle öğrenciler üzerinde yoğunlaşan diploma iptalleri ve gözaltılar, gençler arasında büyük bir öfkeye neden oldu. Eylemler, sadece bir protesto değil, aynı zamanda gençlerin demokratik haklarını talep etme meydan okumaları olarak da ön plana çıktı.
Son haftalarda, İstanbul ve Ankara'nın farklı bölgelerinde gerçekleştirilen eylemlerde, öğrenciler bir araya gelerek hükümetin eğitim politikalarını eleştirdi. Özellikle, birçok öğrenci ve akademisyenin diploma iptaliyle karşı karşıya kalması, gençlerin geleceğini belirsiz hale getirdi. Öğrencilerin yanında, aileleri ve öğretmenleri de eylemlere destek vererek, gençlerin bu haksız uygulamalara karşı direnişine ortak oldular. Eylemler sırasında, gözaltına alınan öğrencilerin serbest bırakılması talebi de sıkça dile getirildi.
Öğrencilerin en çok dikkat çektiği konulardan biri de, aldıkları eğitimlerin ve emeklerinin bir anda yok sayılmasıydı. Türkiye genelinde ses getiren bu eylemler, sosyal medyada da büyük bir yankı buldu. Türkiye'nin dört bir yanında öğrenciler, 'eşit eğitim hakkı' ve 'özgür düşünce' gibi taleplerle sokaklara döküldü. Bu durum, gençlerin kendi seslerini duyurmak için her türlü yolu denediklerinin bir göstergesi oldu. Eylemler sırasında yapılan basın açıklamalarında, 'diplomalarımızı iptal edenler, geleceğimizi karartamaz' mesajı öne çıktı.
İstanbul'daki eyleme katılan birçok öğrenci, diplomasının iptal edilmesi ve gözaltına alınan arkadaşları için harekete geçtiklerini belirtti. İstanbul Üniversitesi'nden bir öğrenci, "Biz burada sadece kendimiz için değil, toplumun genel özgürlükleri için de mücadele ediyoruz" dedi. Ankara'daki eylemde de benzer duygular ifade edildi; katılımcılar, “Eğitim hakkımız, geleceğimizdir. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz” şeklinde ortak bir mesaj verdiler.
Eylemler sırasında, güvenlik güçlerinin sert müdahaleleri ise dikkat çekti. Bazı öğrenciler, polisin orantısız güç kullanmasını protesto ederek, “Şiddet değil, eğitim istiyoruz!” sloganları attılar. Bu durum, sosyal medyada da büyük yankı uyandırdı ve birçok kişi, gençlere destek vermek amacıyla eylemleri gündeme taşıdı. Gözaltına alınan öğrencilerin serbest bırakılması için çeşitli imza kampanyaları başlatıldı ve #ÖzgürÖğrenci etiketiyle sosyal medya paylaşımları yapıldı.
Bu süreçte, eğitimcilerden ve sivil toplum kuruluşlarından gelen destekler de önemliydi. Öğrenci eylemcilerine destek veren eğitimciler, gençlerin demokratik haklarını savunmalarını desteklediklerini açıkladı. Ayrıca, eylemler sırasında yapılan konuşmalarda, eğitimin serbest bir şekilde yapılması gerektiği vurgulanarak, bu tür baskıların geleceği karartacağı ifade edildi.
Sonuç olarak, İstanbul ve Ankara'da düzenlenen eylemler, gençlerin toplumsal olaylara olan duyarlılığını ve aktif katılımlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Eğitim hakkı, sadece bireylerin değil, toplumun da geleceği açısından kritik öneme sahip. Bu yüzden, İmamoğlu'na ve hükümete karşı gerçekleştirilen eylemler, sadece bir siyasi tepki değil, aynı zamanda eğitimde ayrımcılığa ve baskılara karşı verilen bir mücadele niteliği taşıyor. Eylemlerin devam edip etmeyeceği ise, bu durumun ne kadar ciddiye alındığına bağlı olarak şekillenecek.