Sivas’ın çeşitli bölgelerinde özellikle akşam saatlerinde hissedilen 3.2 büyüklüğündeki deprem, hem şehir sakinlerini hem de çevre illerde yaşayanları korkuttu. Depremin meydana geldiği anlarda birçok vatandaş, sarsıntı nedeniyle evlerinden dışarı çıkarken, sosyal medyada da büyük bir bilgi akışı başladı. Bilim insanları ve yetkililer, bu tür depremlerin neden meydana geldiğine dair çeşitli açıklamalarda bulunurken, halk arasında paniğin hâkim olduğunu belirtmekte. Deprem anında yaşanan panik, bireylerin sarsıntıyı nasıl hissettiğine ve sonrasında yaptıklarına dair önemli ipuçları sunmakta.
Sivas’ta meydana gelen sarsıntının saati 19:00 civarlarında gerçekleştiği bildirildi. Kandilli Rasathanesi’nden alınan verilere göre, depremin derinliği 7 kilometre olarak değerlendirildi. Gerçekleşen bu sarsıntının ardından hemen AFAD tarafından yapılan açıklamalarda, depremle ilgili olumsuz bir durumun yaşanmadığı ve can kaybı olmadığı belirtildi. Ancak, bu durum elbette ki halkın gerginliğini azaltmadı. Birçok Sivaslı, olay anında yaşadığı panik anlarını sosyal medyada paylaştı. Özellikle iş yerlerinde çalışanlar, aniden gerçekleşen sarsıntıyla birlikte kısa süreli bir paniğe kapıldıklarını ifade etti. Kalabalık ortamlarda, müzik ve sohbetlerin ortasında aniden gelen bu sarsıntının kaygı verici olduğunu vurgulayan erişkinler, çocukların korku dolu bakışlarıyla yüzleşmek zorunda kaldıklarını belirtti. Kimi aileler, deprem sırasında ne yapacaklarını bilmedikleri için kendi aralarında bir tartışma yaşadı, kimileri ise doğru bir şekilde hareket ederek güvenli alanlara yöneldi.
Uzmanlar, Sivas bölgesinin tarihi ve coğrafi geçmişinin, depremlerin sıklığına dair önemli bir gösterge olduğunu aktarıyor. Sivas gibi yerler, fay hatları açısından da riskli bölgeler arasında yer almakta. Sivas depremi, birçok uzman tarafından büyüklük açısından tehlikeli olarak tanımlanmasa da, sık sık yeniden devreye giren fay hatlarının varlığı dolayısıyla dikkat edilmesi gereken bir durum olduğu vurgulanmış durumda. Yerbilimciler, Sivas'ın etrafındaki fay hatlarının aktif olduğunu ve bu bölgede küçük de olsa sarsıntıların sıklıkla yaşandığını belirtiyor. Sivas'ta özellikle 20-30 yıl içinde 3.0 ve üzeri depremlerin meydana geldiği sıkça görülmekte. Deprem uzmanları, bu tür küçük depremlerin, daha büyük bir depremin habercisi olabileceğini, dolayısıyla halkın bu tür olaylara karşı dikkatli olması gerektiğini aktarıyor.
Sonuç olarak, Sivas'taki bu 3.2 büyüklüğündeki deprem, hem bölge sakinlerinde hem de çevre illerde endişe yarattı. Yerel yetkililerin ve AFAD'ın güvende kalmaları için yaptıkları açıklamalar ve intibak süreçleri, halk arasında bilgi kirliliğini azaltarak güven ortamı oluşturmayı hedefliyor. Ancak, deprem konusundaki kaygıların tamamen geçmesi mümkün değildir. Yaşanan bu olayın ardından toplumsal bilinç ve hazırlıkların artırılması gerektiği bir kez daha gözler önüne serildi. Sivaslıların geçmiş depremlerden öğrendiklerinden yola çıkarak gelecekteki olası afetlere karşı daha hazırlıklı olma çabası, bu tür doğal olayların etkilerini azaltmada kritik bir öneme sahip. Güvenli alanların belirlenmesi ve olası tahliye planlarının oluşturulması, depremin toplum üzerindeki genel etkisini minimize etme noktasında son derece önemlidir.